“Tüm planlarımız hazır. Teknik direktörümüz de yapacağımız transferler de…”
Seçildikten sonra görüldü ki hazır olan bir şey yokmuş aslında.
Her ne kadar Fernando Santos’un alınması “Gördünüz işte biz böyle gizli gizli yaparız bu işleri” dedilerse de… Santos’un önce planda olmadığı son anda torbadan çıktığı aleni bir şekilde ortadaydı.
Sonra transfer beklenmeye başladı.
Bekle bekle bekle…
Fenerbahçe ve Galatasaray, ligdeki diğer takımlarla arasındaki büyük güç farkına rağmen peş peşe uçakları indirirken İstanbul’a… Beşiktaş’ta ses seda yoktu.
Hani Paris Saint Germain başkanıyla arkadaş olduğu için o takımdan oyuncular geliyordu?
Ne oldu?
Gele gele İngiltere’nin Nottingham Forest takımından 28 yaşındaki stoper Joe Worral geldi. O da sezon sonuna kadar kiralık olarak!
Sanırsın Beşiktaş şampiyonluğa koşuyor da, geçici de olsa defansta bir takviye yaptı!
Oysa kayıp bir sezonda neydi Beşiktaşlıların beklediği… Gelecek sezonun takımını yaratmak. Genç ve yetenekli oyuncuları uzun süreli takıma kazandırmak…
Olaya şuradan bakabilirsiniz. “Ne yani, takımda stoper mi var? Stoperde oynayanlar aslınta stoper bile değil. Hiç değilse stoper oynayabilecek bir adam alındı.”
Alındı da… Kim bu Worral…
İngiltere’nin sıradan takımlarından birinde bile ilk 11’e girmekte zorlanan bir oyuncu.
Üstelik kariyerinin uzun süresi İngiltere Premier Lig’de değil de Championship’te (2. lig) geçirmiş bir futbolcu.
İddia ediyorum taraftarların homurdanmaya başlaması nedeniyle daha önce hesapta olmayan alelacele yapılmış bir transfer.
Şurası bir gerçek.
Hasan Arat iyi bir miras devralmadı. Ahmet Nur Çebi yönetimi beş parasız bir kulüple birlikte enkaza dönmüş bir takım bıraktı.
Ama Arat yönetimi de şu ana kadar taş üstüne taş koyamadı.
Ben eminim Fernando Santos’un istediği oyunculardan da değil bu Worral. Portekizli adam nereden tanıyacak Nottingham Forest’in yedek stoperini.
Samet Aybaba’nın da istediğini sanmıyorum. Aybaba’nın genç oyunculara yatırım yapılması gerektiğine inandığını adım gibi biliyorum.
Daha önce Çebi yönetimini eleştirdim. Beşiktaş düşmanı ilan edildiğim oldu.
Şimdi de Arat yönetiminin bu politikasını eleştiriyorum. Yine söyleyeyim; Beşiktaş düşmanı değilim. Ama bunları da yazmam gerekiyor.
Kimse kusura bakmasın.
Beşiktaş milyonlarca taraftarı olan, umutlarını bu takıma bağlayan, onunla ağlayan, onunla gülen insanların takımıdır.
Verilen sözler tutulmalıdır.
Ölümsüz başkan Süleyman Seba’nın dediği gibi; “Beşiktaş’ı üzmesinler.”
Hele sıradan bir takım haline sakın ha getirmesinler.