Övgü Pınar / Paris
2024 Yaz Olimpiyatları yarın Paris’te başlıyor. 200’den fazla ülkenin katıldığı Olimpiyat Oyunları, jeopolitik boyutuyla da tarihe not düşülen küresel bir sahne görevi görüyor.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) oyunlara siyaset karıştırılmasına karşı çıksa, modern olimpiyatların kurucusu Pierre de Coubertin yarışların dünya barışını teşvik edeceğini savunsa da bu hedefler şimdilik uzak görünüyor.
Bu yılki oyunlar Avrupa ve Ortadoğu’daki çatışmaların gölgesinde düzenleniyor. Rusya Ukrayna işgali nedeniyle men edilirken İsrail’in Gazze operasyonu nedeniyle dışlanması çağrılarına kulak tıkanması IOC’ye eleştiri getiriyor.
Covid nedeniyle bir yıl ertelenerek 2021 de yapılan Tokyo 2020 Olimpiyatları pandemi tedbirleri nedeniyle seyircisiz oynanmış ve en ıssız olimpiyat oyunları olarak tarihe geçmişti.
Fransa ise oyunları Paris’in banliyöleri de dahil birçok bölgesine yayarak geniş kitlelere açımayı amaçlıyor. Ne var ki günler öncesinden başlayan sıkı güvenlik önlemleri kentte bir abluka havası yaratıyor.
2024 Olimpiyatları’nın öne çıkan temaları arasında ilk kez kadın ve erkek sporcu sayısının eşitlenmesi ve organizasyonun ekolojik etkilerini kısıtlama çabalarına öncelik verilmesi de bulunuyor.
Değişen siyasi koşullar ve toplumsal hassasiyetler ile uluslararası ilişkilerdeki krizlerin Olimpiyatlara yansıması ise ilk kez olmuyor. Paris’te açılan ve modern tarihi Olimpiyat sahnesi üzerinden okuyan bir sergi de bu gerçeği net şekilde gösteriyor.
Hitler’e yanıt 4 altın madalya
Palais de la Porte Dorée müzesindeki “Olimpizm: Bir Dünya Tarihi” sergisinde, 1896’da Atina’da yapılan ilk modern Olimpiyatlardan bugüne unutulmaz anların ve kritik jeopolitik gelişmelerin olimpiyat sahnesine yansımasına dair çarpıcı örnekler var.
Bunlardan biri, Nazi Almanyası’nda yapılan 1936 Berlin Olimpiyatları’nda 4 altın madalya kazanan Jesse Owens’ın oyunların yıldızı olması.
Owens tek bir Olimpiyatta atletizmde dört altın madalya kazanan ilk Amerikalı oldu ve bu rekoru tam 48 sene elinde tuttu. Serginin küratörleri, Owens’in “Nazilerin ırksal üstünlük fikirleriyle alay ettiği” notunu düşüyor.
Ziyaretçilerin önünde en fazla zaman geçirdiği enstalasyonlardan biri de, 1968’de Mexico City’de 200 metre koşusunda madalyalarını alırken siyah eldivenler giyip yumruklarını kaldırarak ABD’deki ayrımcılığa karşı mesaj veren Tommie Smith ve John Carlos’un görüntüsü.
ABD’li siyah iki sporcunun “Siyah Güç Selamı” olarak anılan bu jesti o dönem Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kınanmalarına ve ulusal takımdan uzaklaştırılmalarına yol açmıştı.
Kanada’da düzenlenen 1976 yaz oyunlarında 14 yaşındaki Romanyalı atlet Nadia Comaneci, Olimpiyat tarihinde 10 tam puan alan ilk jimnastikçi olmuştu. Uluslararası Olimpiyat Komitesi bu anı, “Puan tablosu bile ne yapacağını bilmiyordu: 10.00 sayısını göstermek için gereken dört rakamı gösteremiyordu çünkü kimse bunun mümkün olduğunu düşünmemişti” diye aktarıyor.
Paris’teki serginin küratörleri de Comaneci’nin bu unutulmaz zaferiyle “Doğu Bloku’nun sportif gücünün sembolü olduğunu” vurguluyor.
Bir başka tarihi an, 1972 Münih Olimpiyatları’nda Filistinli Kara Eylül örgütünün İsrailli atletlere saldırı düzenleyerek 11’ini öldürmesiydi. Bu yılki Olimpiyatlarda İsrailli sporcular 24 saat özel polis ve jandarma güçleri tarafından korunacak.
Dünya Savaşları molası
1912 Stockholm Olimpiyatları ilk kez beş kıtadan sporcuların katıldığı oyunlar olmuş, bu 5 kıtayı sembolize eden birbirine bağlı 5 halkanın yer aldığı Olimpiyat bayrağı ise ilk kez 1920’de Belçika’nın Antwerp kentinde yapılan Olimpiyatlarda dalgalanmıştı.
1916, 1940 ve 1944 olimpiyatları Birinci ve İkindi Dünya Savaşları nedeniyle yapılamamıştı.
Türkiye Cumhuiryeti ilk kez 1924 Paris Olimpiyatları’na, 41 sporcu ile katıldı. Osmanlı devletini oyunlarda ilk temsil eden ise 1908 Londra Olimpiyatları’nda jimnastik dalında yarışan Aleko Mulos oldu.
Birinci Dünya Savaşı sonrası ilk oyunlar 1920’de Antwerp’te yapılırken Osmanlı, Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan “1. Dünya Savaşı’nı çıkaran ülkeler” oldukları gerekçesiyle davet edilmedi.
İlk kadın sporculardan bugüne
1900’de Paris’te ilk kez 22 kadın atlet Olimpiyat Oyunları’na katılmıştı. O dönem kadınlar yalnızca, tenis, yelken, kroket, binicilik ve golf olmak üzere 5 kategoride yarışabiliyordu.
1900’de kadın sporcuların oranı yüzde 2’de kalmıştı. 40 yıl önce Los Angeles’ta düzenlenen Olimpiyatlarda yüzde 23 olan bu oran 2020 Tokyo oyunlarında yüzde 48’e çıktı. Bugünse 2024 Olimpiyatlarında 5 bin 250 kadın atlet yarışacak, tarihte ilk kez kadın-erkek sporcu sayısı eşit olacak.
2024 Paris Olimpiyatları’nda da altı çizilen ekolojik sorumluluk, ilk kez 2012 Londra Olimpiyatları’nda gündeme gelmişti. Fransız organizatörler bu senekinin, en düşük karbon ayak izine sahip, ‘en yeşil’ Olimpiyatlar olacağını iddia ediyor.
Paris’te 8 Eylül’e kadar sürecek “Olimpizm: Bir Dünya Tarihi” sergisi, ‘Modern Olimpiyatların doğuşu’ (1895-1916), ‘Rakip milliyetçiliklerin çağı’ (1916-1944), ‘Soğuk Savaş’ın başlangıcı ve sömürgecilikten kurtulma’ (1944-1968), ‘Çok kutuplu bir dünyanın ortaya çıkışı’ (1968-1988), ‘Yeni bir Olimpiyat yüzyılının doğuşu’ (1988-2008) ve ‘Olimpiyatların modern dünyaya uyumu ve geleceği’ (2008-2024) başlıklarına odaklanıyor.
Sergide, “Stadyumlar sadece bir spor sahası değil, aynı zamanda toplumlarımızın geleceğine dair birbiriyle yarışan vizyonların tüm dünyanın görebileceği şekilde hayata geçirildiği bir platformdur” deniliyor. 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları da spor müsabakalarının yanı sıra bu açıdan da merakla bekleniyor.